31 Aralık 2014 Çarşamba

Biletini Rüzgara Kaptıran Alzheimer Hastası

Gel bakalım 2014’ün sonuna arkadaş. Çek kenara kafatasının içinde not tutan defterdarı. Sor da anlatsın o milli piyango biletini aldığında yaşadığın heyecanı. Söyle de büyük ikramiye hayali kurduğunda çektiği fotoğraflarını göstersin sana. Israr et ses kayıtlarını da dinletsin. Yeni yılda yapmayacağını söylediğin işleri, unutmayacağını düşündüğün insanları, planlanan onca şeyin sözleşmesini göstersin sana. Alnına ebedi diye attığın imzaları, kazandığın dostluk çeklerini, kariyer diye eklediğin soğuk damgalı belgeleri hatırlatsın. Herkes iktidardır kendinde arkadaş. Herkes atar bol keseden kendi kendine. Ondandır hep unutma çabaları. Ondandır beynin defterdara ihtiyacı. Herkesin aklında üç beş dönüm noktası kalır. Gerisi tutturulur defterdara. Çünkü hükümet düşme aşamasındayken geçmişini hatırlamaz. Ve her yılsonu bir düşüş demektir. Sözüm sana arkadaş, dikkat et düşürürken kendi iktidarını. Bilinçli yaparsan bunu geriye ne karşılıksız çek, ne taklit imzalar, ne sahte belgeler, ne de montajlı videolar kalır. Arşive kaldıracak defterdara bile ihtiyaç duymazsın. Neyse arkadaş çok ağrımasın başlar. Sözüm kendimizedir; nice unutmak zorunda kalmayacağımız yıllara… Berat UYANIK

27 Eylül 2014 Cumartesi

Dayanmaz Zorundayım: İcat Edilmeyen Zorluk

Dayanmaz Zorundayım: İcat Edilmeyen Zorluk


Öyle bir düştün ki retinama
Görüntün tek meşgalem oldu
Karakterine rol bile vermedim bu eylemde
Seninle göz göze geldiğim o ilki anımsıyorum
O kudretli anda ölmeyi arzuladım işte
Tam oracıkta, dikkatim dağılmadan ölmeyi

Dudaklarına sürdüğün rujun olabilir miyim
Aynı anda hem tadını alıp hem tat verebilir miyim
Farın olsam, dikkatlice yaysan beni göz kapağına
Her gözünün açılışını kapanışını hissetsem
Lensin olsam, sürem ömürlük olsa
Hiç batmayıp hiç acıtmayan şeffaflar kümesinden olsam

Akşamları makyajını çıkarmasan mesela
Söz veriyorum zarar vermem hiçbir yerine
Üzerine örttüğün yorgan 'ben' olayım ama
Geceleri sen düşürmüşsün gibi kayıp düşeyim
Titreyerek uyan ve şehvetli bir eğilişle tut beni
Bütün vücudunu sarayım
O kadar üşü ki, kafanı bile yorganın altına iliştir

Yalnız yaşamak zorunda olduğunu unutma tabi
Aksi takdirde oluşan retinanı yok etmek zorunda kalırım
Yüzündeki hallerim de akar
Yatağındaki yorganı da üzerinde tutamazsın25

Sana bir sır vermeliyim aşk
Kullandığın her nesne bir kimliğe sahip
İroni yaptığımı mı sanıyorsun
En büyük ironiyi sen yapıyorsun
Hayatı yanlış yorumlayıp beni umursamayarak
Vakti geldiğinde dile gelecek her şey
Ve o an, üzerindeki kıyafetlere bile saygı duyacaksın

Berat Uyanık
(Terkedeni Terketme Manifestosu)

Terkedeni Terketme Manifestosu - Araf'taki Cuma

Araf'taki Cuma

Kendini tanımlayamayanlardan oldum hep
Bazen bir saatlik dilimin herhangi bir dakikası kadar gereksiz
Bazen de o bir saati bir saat yapan son dakika kadar gerekliydim
Ama yine de hiç bir zaman adlandıramadım varlığımı
Oysaki ne kadar da basit bir isme, bir karaktere ait olmak
Sanırım değişken bir karakterim var
Ya da, var mı herhangi bir karakterim

En iyisi ben okuyayım kendi kulağıma ismimi bu seferlik
Ne olabilirdi ki, nasıl tanımlayabilirdim yokluğu
Kim bilir, belki de perşembeyi cumartesiye bağlayan gün olmalı
Hem iki gün için manidar
Hem de adından bihaber olduğumuz gün
Üstelik tam da üstündeyim o adı anılmayan günün

Kayıt tutmayacağım bugün
Her ne olursa olsun görmezden geleceğim
Yaşanmamış kabul edeceğim
Ne suç var bugün, ne de ceza
Bütün sorgulayıcı kısıtlayıcı birimler tatilde

O zaman ne yap bugün biliyor musun
Öyle bir karar al ki geleceğin adına
Cezası bu günde çekilsin
Sefası kalan bütün günlerde
İyisi mi, gelecek endişelerimi gömeyim ben19
Hem bundan büyük suç yoktur ki
Zaten bıkmıştım zorundalıklardan

Benim adım perşembeyi cumartesiye bağlayan gün
Ve bugün, o gündür
Hayalinizdeki her şeyi gerçekleştirebileceğiniz gün
Ama sakın ha unutmayın, her ne yapıyorsanız
Perşembeyi cumartesiden ayırmayın olur mu


Berat Uyanık
(Terkedeni Terketme Manifestosu)

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Temmuz Ayı Birincisi Berat Uyanık Oldu

Temmuz Ayı Birincisi Berat Uyanık Oldu

Terkedeni Terketme Manifestosu - Avucumdaki Giz





Avucumdaki Giz


Erkeklerin de masumiyeti var elbet
Hiç bahsetmediği, anlatmadığı
Kocaman bir gizden ibaret
Korkar tanıtmaktan, kalır gizlendiği yerde
Bazı bazı dolar taşar giz
Haykırmak ister sevdiği kişiye kendini
Sonra bir tını duyar derinlerden
'Bu o değil, anlatsan ne hacet'
Susar yine kapanır içine
Kimileri laf söz taşır odun olduğuna dair
Kulaktan kulağa akan betimlemeler
Kapatır etraftaki tüm bakışları
Varsın kapatsınlar
Yokluğuyla var olanların
Yokluğuyla tanışmıştım zaten
Kim söküp çıkaracak bu gizi bilmem
O kadar dolusun, o kadar safsın ah bilinsen
Bir gün tüm cesaretimi toplayıp, kapını çalsam
Alsam masumiyetimi, çıkarsam dışarı
Süzülsek gün boyu yapayalnızlanarak
Ama taşıyabilsem bile
Sokamam ki seni geri
Ben bile korkarken senden
Kim niye alsın seni benden
Müebbet yemişsin
Mağrursun masumiyet

Berat Uyanık
(Terkedeni Terketme Manifestosu)

14 Mayıs 2014 Çarşamba

Berat Uyanık - Kara Bahar


Kara Bahar

Kömür tozuyla sıkıştırılmış plaklar gibi
Sıkıştırılmış canlar kömürler arasına
Kanla yazılmış bir ilkbahar günü
Haykırışlar yazılmış bir taş plağa
14'lük yanık bir türkü bu
Feryat figan tüm canlar
Kulak verin seslere
Yankılansın vicdanlar


Berat Uyanık