27 Aralık 2013 Cuma

Facebook Bağlantı Sayfası

http://www.facebook.com/BeratUyanikEserleri

Terkedeni Terketme Manifestosu - Kapak Resmi


Terkedeni Terketme Manifestosu - Yazar&Şair Hakkında (Şiir Kitabından)

Berat Uyanık 1989 yılında, İstanbul’da doğdu. Pertevniyal Lisesi’ndeki orta öğretimi boyunca, ki buradan memnundu, kurduğu The Akheron isimli aykırı müzik grubu ve akabinde gelen sahne hayatı eğitimine köstek olmasına rağmen, bestelediği şarkıların sözleri onu yazın hayatına başlatmıştı. Solist olduğu süreçte amatör olarak da klavye ve bateri çalan yazar, makale ve deneme türlerinde de yazılar yazdı. Sonrasında yaptığı müziğe katlanamayıp 2009 yılında aktif müzik hayatına ara vererek, lisans eğitimi gereği Muğla’ya yerleşti. Muğla Üniversitesi’nin Matematik Bölümü’nde son sınıf öğrencisi olarak hayatını idame ettirdiği süreçte bir şeylerin yolunda gitmediğini fark etti. Yolunda gitmeyen her şeyin de geliştirdiğini öğrendi. Delirmek en büyük özgürlüktü. Bu damgayı yemediği sürece yaptığı her saçmalık suç olacaktı. Ama deli olduğunu kabullendirirse hem kendisi deli gibi özgür olacak hem de etrafındaki herkesi kendinden uzak tutacaktı. Sonuçta ona göre sorgulamak en büyük delilik, öğrenmek en büyük saçmalıktı. Nitekim haklı da çıktı. 2013 yılında çıkardığı ilk eseri olan “Benliğimi gördünüz mü ?” adlı romanıyla hem bazı sözde bilim insanlarının, hem de o insanların itaat ettiği perde arkasındaki yüzlerin hayalindeki kurgusunu ele aldı. Yakın çevresinden aldığı eleştiriler “beyinle” çok uğraştığı yönündeydi. Ama amacına ulaşmıştı. Delirme hipotezini romanıyla gerçekleyen yazar, lisans eğitiminin sona ermesinin ardından, tekrardan İstanbul’a yerleşerek, delirmesine sebep olan düşünsel eylemleri provake eden duygusal hadiseleri incelemeye başladı. Benliğinde tek soru kalmıştı. Onu delirten düşünmek miydi, hissetmek mi! Yoksa tüm deliler onarılamayan duygusal yoğunluğun delilleri miydi! Son kitabıyla cevaplamıştı, öyleydi. Şimdi terk etme zamanı, ya da elde etme…

Terkedeni Terketme Manifestosu - Arka Kapak Yazısı

Katliam yaptığım olay mahallindeyim

Alnımın pervazından görüntüler sızıyor


Kapının önündeki zümrüt yeşili çimenler


Tıpkı o gün gibi şakıyor meltem eşliğinde


Bir put ve bir perestin hikayesi bu


Rastgele açan sonbahar çiçeklerine karışan iki kişi


Bir çift meşeden tabut


İçinde uzanmış parlıyor iki yakut


Tanıştıklarında erkek put, kadın perest


Sonrasında ne oluyor da erkek oluyor perest!

...

18 Aralık 2013 Çarşamba

Benliğimi Gördünüz Mü? (Romandan-Sinekler)

“Nerede kalmıştık...! Sinekleri sormuştun evet. Sineklerin beyni çok iyi çalışıyor. Benim işimin de beyin fonksiyonlarıyla olduğunu söylemiştim sana… Kendilerine tehdit olarak gördükleri herhangi bir unsur olduğunda, bu tehditin yerini sıçramadan çok önce tespit ediyorlar ve kaçış planı oluşturuyorlar. Önce yön belirlemeye yarayan organları harekete geçiriyorlar sonra denge organlarını harekete geçirerek uçuş moduna giriyorlar. En son da duyargaların ucundaki alıcıları, iklime göre kalkış yönünü hesaplıyorlar. Asıl ilginç olan ise tüm bunları saniyenin yüzde biri kadar kısa bir sürede gerçekleştirmeleridir. Gözlerinden aldıkları bilgiyle, bacaklarından aldıkları mekanik-duyumsal bilgiyi bütünlediğinde ve bir de buna öngörüleri eklendiğinde daha ne olsun. Onlara karşı oluşan tehditin ne zaman geldiğinin bir önemi kalmıyor. Hızlı hareketi başarıp kaçıyorlar. Çok karmaşık bir beyin yapılar var. Normalde onların yakın mesafesinden geçsen bu onlara bir tehdit oluşturmaz. Hatta gelir senin o hareket eden eline, koluna konarlar… Sonrasında anladık ki, nasıl başarabiliyorlarsa tehditin geleceği yerin etrafındaki manyetik alanla iletişime geçebiliyorlar. Bu alanın yoğunluğuna göre beyinlerinde elektrokimyasal nöronal bir eylemle rota çizebiliyorlar. Bizim imreneceğimiz derecede bağlantıları var. Şu anda uğraştığım ise geçmişten kalan beynen ölü sineğe, canlı metabolizmadan sende olduğu gibi benlik transferi yapabilmek. Eğer bunu başarabilirsem bırak bilinçli olarak insanlar arası transferi, bütün canlı cansız fark etmeksizin transfer mümkün olur... "

17 Aralık 2013 Salı

Benliğimi Gördünüz Mü? (Romandan-Sözde Bilimsel Çalışmalar)

"Ama şimdilik zincirin sadece tek bir halkasını çözebildim. O da yaşamların çalınması. Bedensel anlamda ölümsüzlük olmadığından beyinsel anlamda ölümsüzlüğü yakalamak. Yani epilepsi hastalarının çok küçük bir kısmının bilinçsizce yaptığı bu durumu, yani senin yaptığını, her normal insanda yapabilecekleri bilinçli hale getirmek. Bu sayede dünyanın sahipleri yaşlanan kendi bedenlerinden çıkıp, genç bedenlere geçebilecekler. Bunu sürekli hale getirerek de ölümsüzlüğü yakalamış olacaklar. Bu da demek oluyor ki her yakışıklı genç birey, yaşamının çalınmasıyla karşı karşıya kalmakta. Yıllardır uğraşmakta oldukları şeyin, epilepsi hastalarının bilinçaltına inerek gelecekten izler görebilmek olduğunu düşünürdüm.."

Benliğimi Gördünüz Mü? (Romandan-Bilimsel Yanılgı)

“Bu ülkede bilim artık insanlığa değil sahiplerine hizmet ediyor... Hepimizin sahipleri var. Bize ait bir yaşamın olduğunu mu sanıyorsun? Bütün insanlık sadece birkaç kişinin lanet olası işlerini yürütmek için çabalıyor. Din, medya ve basın da kullanılarak bizi illüzyonel yanılgı içinde tutmaktalar. Bu sayede de beyinlerimiz uyutulup, uyuşturuluyor. Bilinçaltımız onların istedikleri pazarlama tekniklerini uyguluyor. Her şeye rağmen oturmuş kendimizin oynadığı oyunu izliyor ve kendi aptallıklarımıza gülüyoruz. Tabi ki bunlar da zaten sahiplerimizin tam olarak istedikleri. Ama yine de ayakta duran ve dünyanın birçok yerinde bağımsızlığından ödün vermemiş, tek amaçları insanlığın geleceği için bilim mantığıyla işleyen yerler de var..." 

Benliğimi Gördünüz Mü? - Berat Uyanık Hakkında

YAZAR HAKKINDA
Berat UYANIK

Berat Uyanık, 1989 yılında İstanbul’da doğdu. Pertevniyal Lisesi’ndeki orta öğretimi boyunca, kurduğu The Akheron isimli müzik grubu ve akabinde gelen sahne hayatı eğitimine köstek olmasına rağmen, bestelediği şarkıların sözleri onu yazın hayatına başlatmıştı. Solist olduğu süreçte amatör olarak da klavye ve bateri çalan yazar, makale ve deneme türlerinde de yazılar yazdı. Daha sonra 2009 yılında aktif müzik hayatına ara vererek, lisans eğitimi gereği Muğla’ya yerleşti. Muğla Üniversitesi’nin Matematik Bölümü’nde son sınıf öğrencisi olarak hayatını idame ettirdiği süreçte bir şeylerin yolunda gitmediğini fark etti. Yolunda gitmeyen her şeyin de geliştirdiğini öğrendi. Delirmek en büyük özgürlüktü. Bu damgayı yemediği sürece yaptığı her saçmalık suç olacaktı. Ama deli olduğunu kabullendirirse hem kendisi deli gibi özgür olacak hem de etrafındaki herkesi kendinden uzak tutacaktı. Sonuçta sorgulamak en büyük delilik, öğrenmek en büyük saçmalıktı. O, bununla mutluydu.
(Mart 2013 basımlı 'Benliğimi Gördünüz Mü?' adlı romanından alıntıdır.)


Benliğimi Gördünüz Mü? - Açıklama / Arka Kapak Yazısı

Gördüğüm resimleri yorumlayamıyorum. Görsel olarak hiçbir anlam ifade etmiyorlar. Bambaşka şeylerdi. Sanki insanlar birer parçacık ve etkileşimden dolayı etraflarında dönmekte olan elektronlardan ibaret. Bizler ise onların etkileşim senaryolarıyız. Bizler uyuyorken fişlerimiz çekiliyor ve onların gelecekleri başlıyor. Sadece etkileşimlerinden doğan sonuçlarız. Onların farkında bile değiliz. Bambaşka bir evren orası. Ölümsüzlüğün olduğu evren. Her nasıl bizler öldükten sonra bedenlerimiz çürüyerek bitkilere besin oluyorsa, orada da hiç yok olmamış düşünsel beyin miraslarımız var. Onlar da yine etkileşim halindeler. Şekilleri, biçimleri yok. Sürekli değişen rotasyonel bir harekete sahipler. Geçmişten bugüne bütün her şey bu etkileşimlerin ürünü. Bizler sadece o evrenin bir alt kümesiyiz.
Sen ne sanmıştın !...


(Mart 2013 basımlı 'Benliğimi Gördünüz Mü?' adlı romanıdır.)